Ekşi’de ilk post
ekoköy 1930’larda izlanda’da ilk kez kullanılan, 1968 hipi hareketleriyle popülerleşen 1990’larda kurumsallaşıp ekmek kapısına dönüşen (gen, ena, genoa vb küresel ekoköy ağları) genel bir konsept. özellikle şehir hayatından bunalan romantiklerin tavuk beslyeceğim, organik bostan yapacağım, kendi şarabımı yapacağım vs derken kendini yerel kültürle iç içe bulup geçmiş şehir hayatına yabancılaşarak burada ne işim var benim sorgulamalarıyla ilerlemeye devam ediyor. bizzat kendi deneyimimden biliyorum. ikinci denememde 10 yılda yüzde 10 yerelleşebildik.
küresel anlamda yaşanan doğa çöküşü, beslenmenin sentetikleşmesi esasen bu tarz oluşumları önemli kılıyor. sıfır atık, yenilenebilir enerji, ilaçtan arındırılmış besin, doğal kürlerle yapılan tarım, hayvancılık, kendini döndürebilen çiftlik konseptleri, sağlıklı beslenme toplulukları, su tasarrufu önümüzde karşılaşabileceğimiz kıtlıklara karşı bize güzel ilhamlar sağlıyor olsa da endüstriyel üretim karşısında doğal üreticilere çok şans tanımıyor.
biz de kaynakları sentetik boyalarla bize geri satan kapitalizm gölgesinde küçük çaplı arıcılık ve zeytincilik yapmaya başlayabildik ve ekokoy.com üzerinden bir kaç kalem hambal satmaya başladık. ancak bu tarz ekoköy oluşumlarındaki en ortak sorun iş gücü, bizler gibi şehirlerde filizlenmiş zihinler maalesef ideolojik hatta yaşamsal amaçlar uğrunda dahi bir araya gelip işbirliği, iş gücü oluşturamıyoruz. yerelden aldığımız destekler ise şehirlerin konforlu dünyasından epey uzak, yani bir telefonda istediğiniz hizmete ulaşamıyorsunuz. tüm kaynakları sağlıklı yönetebilen bir sistem kursanız dahi iş gücünü, insan kaynağını sağlamak düşünülenden fazla, tüm emeğinizi ortaya koysanız dahi ki koymak zorunda kalıyorsunuz sürdürebilmek için güvenebildiğiniz, çalışkan, dürüst insanlarla beraber iş paylaşımında bulunabilmek, herkesin kendini kolektif olarak ortaya koyabildiği ortak zemin anlaşmalarını sağlayabilmek bu işin püf noktasını oluşturuyor.
bu paylaşaımı okuyan ekşi yazarlarımızdan söylemek istedikleri olan ekokoy.com dan bize ulaşabilir, yakında açmayı düşündüğümüz blog’da fikirlerini paylaşabilir.
biraz reklam kokulu bir post olduysa da yerel bir üreticinin paylaşımı olarak algılanmasını tercih ederiz.
ki ekoköy oluşumlarının anadolu mayasına çok uygun olduğunu ve karşılaşacağımız muhtemel beslenme, su, iklim krizlerinde çözüm getirebileceğini düşünen biri olduğumu eklemek isterim.
Umut Demirci (aka truecolor)